ewet arkadasLar o guzeL siiirlerimiz paylasaLIm
+4
dejavu
daywalker
mustiii
alican
8 posters
4 sayfadaki 4 sayfası
4 sayfadaki 4 sayfası • 1, 2, 3, 4
Geri: ewet arkadasLar o guzeL siiirlerimiz paylasaLIm
güsel paylaşımlar uğraşın için sende saol....
cingirro- Misafir
Geri: ewet arkadasLar o guzeL siiirlerimiz paylasaLIm
ne cevherler varmıs ellerınıze saglık
syner- FORUMUN DELİSİ
- Mesaj Sayısı : 184
HanGi KöYDeN : aydın/cyprus
Kayıt tarihi : 26/10/07
Geri: ewet arkadasLar o guzeL siiirlerimiz paylasaLIm
sende de var o cevherlerden ne zaman paylaşmak isticen bakalım
*ela*- forumun qüzeli
- Mesaj Sayısı : 298
Yaş : 38
HanGi KöYDeN : hayalköy
Kayıt tarihi : 03/06/07
Geri: ewet arkadasLar o guzeL siiirlerimiz paylasaLIm
Döneceğine inanmak yetiyordu bendeki aşka,
Bir zamanlar beni cehenneme götüren bu yol çiçekliydi,
Gölgesinde serinlediğim gökkuşağım,
Senin dünyan aydınlık.
Yeter ki sen güneşle dans et,
Ben kutuptan bakarım.
Sen gönlüne sahip çık, solmasın.
Bırak düşlerim karanlık kalsın..
Bir zamanlar beni cehenneme götüren bu yol çiçekliydi,
Gölgesinde serinlediğim gökkuşağım,
Senin dünyan aydınlık.
Yeter ki sen güneşle dans et,
Ben kutuptan bakarım.
Sen gönlüne sahip çık, solmasın.
Bırak düşlerim karanlık kalsın..
daywalker- Admin
- Mesaj Sayısı : 141
Yaş : 38
HanGi KöYDeN : ordan burdan
Kayıt tarihi : 03/06/07
Geri: ewet arkadasLar o guzeL siiirlerimiz paylasaLIm
İZ BIRAKANLAR
karşımda bir hayal,taa uzaklarda yüreğimdeki yağmurlarda sen
ve olanca hızıyla gürlüyor yüreğim,
ve bir an için ;
haykırıyorum gökyüzüne
her damlada seni yaşatıyorum,
her damlada seni suya yazıyorum,
şimşekler çakıyor ruhumda,
odamda tek başına dolaşır dururum gecenin girdabında
bir an gözüm takılır sigaramın son dumanına
halen yağmur olağanca hızıyla sürmekte
sense hala gecenin içinden rüzgarlara bir hüzün gibi akmaktasın...
bilmiyorum sensizlik mi bana ağır gelen
yoksa bitmek tükenmek bilmeyen hasret mi_?
gökyüzü çılgınca haykırıyor mu ya da bir çığmı düşüyor gecenin içinden doğacak güneşe,
alacakaranlıkta bin hain bıçak saplanmakta,tıpkı her vurgunda aldığım darbeleri körüklercesine,
damlaların bıraktığı izler,tekrar bir damlayla daha siliniyor....
yollardayım yine...
hadi gel döndür beni bu yollardan
BEKLİYORUM!!...
karşımda bir hayal,taa uzaklarda yüreğimdeki yağmurlarda sen
ve olanca hızıyla gürlüyor yüreğim,
ve bir an için ;
haykırıyorum gökyüzüne
her damlada seni yaşatıyorum,
her damlada seni suya yazıyorum,
şimşekler çakıyor ruhumda,
odamda tek başına dolaşır dururum gecenin girdabında
bir an gözüm takılır sigaramın son dumanına
halen yağmur olağanca hızıyla sürmekte
sense hala gecenin içinden rüzgarlara bir hüzün gibi akmaktasın...
bilmiyorum sensizlik mi bana ağır gelen
yoksa bitmek tükenmek bilmeyen hasret mi_?
gökyüzü çılgınca haykırıyor mu ya da bir çığmı düşüyor gecenin içinden doğacak güneşe,
alacakaranlıkta bin hain bıçak saplanmakta,tıpkı her vurgunda aldığım darbeleri körüklercesine,
damlaların bıraktığı izler,tekrar bir damlayla daha siliniyor....
yollardayım yine...
hadi gel döndür beni bu yollardan
BEKLİYORUM!!...
daywalker- Admin
- Mesaj Sayısı : 141
Yaş : 38
HanGi KöYDeN : ordan burdan
Kayıt tarihi : 03/06/07
Geri: ewet arkadasLar o guzeL siiirlerimiz paylasaLIm
seçil bu Nilay'ın:)
daywalker- Admin
- Mesaj Sayısı : 141
Yaş : 38
HanGi KöYDeN : ordan burdan
Kayıt tarihi : 03/06/07
Geri: ewet arkadasLar o guzeL siiirlerimiz paylasaLIm
nasıl ya
kıraç gibi geldi bana
kıraç gibi geldi bana
*ela*- forumun qüzeli
- Mesaj Sayısı : 298
Yaş : 38
HanGi KöYDeN : hayalköy
Kayıt tarihi : 03/06/07
Geri: ewet arkadasLar o guzeL siiirlerimiz paylasaLIm
Bir Tek Seni Unutamam
Bir başıma bu kentin sokaklarında yürüyorum. Üşüyorum. Ne kadar uzaksan bana o kadar soğuyor hava. Sen yoksa, sıcaklık hep mevsim normallerinin altında. Bu yüzden meteoroloji raporları umurumda bile değil. Kar mı yağıyor yoksa yağmur mu bana ne? Ben senin hasretinle sırılsıklamım zaten,daha ne kadar ıslanabilirim ki?
Burada mısın değil misin belli değil. Bazen gidişlerin kahramanı oluyorsun, bazen sonsuz kalışların. Doyumsuz gecelerdesin kimi zaman, bazen de yalnız karanlıklardasın. Bitmek bilmez bir şarkısın ama ben mi notaları yanlış basıyorum da sen bu şarkıyı söyleyemiyorsun? Neden susuyorsun?
Aşkın sessizliği ne kadar korkunç olur bilir misin? Bir tek kelimeye hasret geçen gecelerin hesabını soracağın kimse de yoktur üstelik. Kendi kendiyle konuşana deli derler ya, beni çoktan akıl hastanesine kapatmaları gerekirdi. Hem de iflah olmaz hastalar bölümüne…
Yokluğuna alışmaktan korkuyorum,ne kadar kötü… Yokluğunu yürüyorum sokaklarda. Yokluğunu içiyorum kadeh kadeh. Hiç gelmeme ihtimalin bir idam mahkumuna dönüştürüyor beni. Hiçbir şey yapmadan beklerler ya hücrelerinde, ölümün soğuk nefesini hissederek… Anlamlı olan bir şey yoktur onlar için.Belki de bir an önce ölmektir akıllarından geçen ,bu bekleme işkencesi bitsin diye…Bu yokluk hissi öldürecek beni…
Gelebilme ihtimalinse yüreğimdeki kuşları havalandırıyor,kanat seslerini duy. Gelmek iste bana. Bir görsem yüzünü,ah bir dokunsam sana…
Göreceksin,sevdanın çiçek çiçek açtığını umudun bir yangın gibi alev alev ikimizi birden sardığını. Anladım ki mümkün değil seni sensiz yaşamak. Ben o gönlü genişlerden değilim. Madem içimdesin, yüreğimde taşıyorum seni,o zaman yanımda da olmalısın. Sensiz yaşanmayacak bu aşk ötesi yok..
Şimdi yalnız geceleri seviyorum. Seni yıldızlarda buluyorum. Daha bir dayanılır oluyor sensizlik sancısı. Mümkünü yok çıkmayacaksın aklımdan, bu yüzden gece, el ayak çekilmişken, hiçbir ses yokken sen ve gece.. Zaman geçer,her şey unutulur, bir örtüyle kaplanır acılar ama… BİR TEK SENİ UNUTAMAM..
M£HM£T COŞKUND£N!Z
Bir başıma bu kentin sokaklarında yürüyorum. Üşüyorum. Ne kadar uzaksan bana o kadar soğuyor hava. Sen yoksa, sıcaklık hep mevsim normallerinin altında. Bu yüzden meteoroloji raporları umurumda bile değil. Kar mı yağıyor yoksa yağmur mu bana ne? Ben senin hasretinle sırılsıklamım zaten,daha ne kadar ıslanabilirim ki?
Burada mısın değil misin belli değil. Bazen gidişlerin kahramanı oluyorsun, bazen sonsuz kalışların. Doyumsuz gecelerdesin kimi zaman, bazen de yalnız karanlıklardasın. Bitmek bilmez bir şarkısın ama ben mi notaları yanlış basıyorum da sen bu şarkıyı söyleyemiyorsun? Neden susuyorsun?
Aşkın sessizliği ne kadar korkunç olur bilir misin? Bir tek kelimeye hasret geçen gecelerin hesabını soracağın kimse de yoktur üstelik. Kendi kendiyle konuşana deli derler ya, beni çoktan akıl hastanesine kapatmaları gerekirdi. Hem de iflah olmaz hastalar bölümüne…
Yokluğuna alışmaktan korkuyorum,ne kadar kötü… Yokluğunu yürüyorum sokaklarda. Yokluğunu içiyorum kadeh kadeh. Hiç gelmeme ihtimalin bir idam mahkumuna dönüştürüyor beni. Hiçbir şey yapmadan beklerler ya hücrelerinde, ölümün soğuk nefesini hissederek… Anlamlı olan bir şey yoktur onlar için.Belki de bir an önce ölmektir akıllarından geçen ,bu bekleme işkencesi bitsin diye…Bu yokluk hissi öldürecek beni…
Gelebilme ihtimalinse yüreğimdeki kuşları havalandırıyor,kanat seslerini duy. Gelmek iste bana. Bir görsem yüzünü,ah bir dokunsam sana…
Göreceksin,sevdanın çiçek çiçek açtığını umudun bir yangın gibi alev alev ikimizi birden sardığını. Anladım ki mümkün değil seni sensiz yaşamak. Ben o gönlü genişlerden değilim. Madem içimdesin, yüreğimde taşıyorum seni,o zaman yanımda da olmalısın. Sensiz yaşanmayacak bu aşk ötesi yok..
Şimdi yalnız geceleri seviyorum. Seni yıldızlarda buluyorum. Daha bir dayanılır oluyor sensizlik sancısı. Mümkünü yok çıkmayacaksın aklımdan, bu yüzden gece, el ayak çekilmişken, hiçbir ses yokken sen ve gece.. Zaman geçer,her şey unutulur, bir örtüyle kaplanır acılar ama… BİR TEK SENİ UNUTAMAM..
M£HM£T COŞKUND£N!Z
*ela*- forumun qüzeli
- Mesaj Sayısı : 298
Yaş : 38
HanGi KöYDeN : hayalköy
Kayıt tarihi : 03/06/07
Geri: ewet arkadasLar o guzeL siiirlerimiz paylasaLIm
Böyle Sevdim Seni
Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın.
Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.
Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelyaydın pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni denizsiz düşünemedim.
Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle.
Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin.
Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.
Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.
Sevdim işte ötesi yok
M£HM£T COŞKUND£N!Z
Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın.
Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.
Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelyaydın pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni denizsiz düşünemedim.
Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle.
Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin.
Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.
Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.
Sevdim işte ötesi yok
M£HM£T COŞKUND£N!Z
*ela*- forumun qüzeli
- Mesaj Sayısı : 298
Yaş : 38
HanGi KöYDeN : hayalköy
Kayıt tarihi : 03/06/07
Geri: ewet arkadasLar o guzeL siiirlerimiz paylasaLIm
secıl aglama bak bole seylere uzulurumm:(
syner- FORUMUN DELİSİ
- Mesaj Sayısı : 184
HanGi KöYDeN : aydın/cyprus
Kayıt tarihi : 26/10/07
Geri: ewet arkadasLar o guzeL siiirlerimiz paylasaLIm
ağladığımı buraya koymadım cem kankileri gözyaşlarına boğmak istemedim...
*ela*- forumun qüzeli
- Mesaj Sayısı : 298
Yaş : 38
HanGi KöYDeN : hayalköy
Kayıt tarihi : 03/06/07
Geri: ewet arkadasLar o guzeL siiirlerimiz paylasaLIm
ii hade bakalım...
syner- FORUMUN DELİSİ
- Mesaj Sayısı : 184
HanGi KöYDeN : aydın/cyprus
Kayıt tarihi : 26/10/07
Geri: ewet arkadasLar o guzeL siiirlerimiz paylasaLIm
Bu sana son yazışım...
"Bu sana son yazışım..." diye başlayan bir mektup var şu an karşımda.
"Bu sana son sözüm" dermiş gibi bakan. Simsiyah harflerle kirletilmiş, bembeyaz bir sayfa. Neresinden bakılsa acı, hangi satırından başlansa hüzün, hangi kelimesi okunsa güvensizlik.
Oysa ki benim; batan güneşin ardından sarıldığım, tepeden aşağı inerken, çakıl taşlarıyla birlikte yuvarlandığımda düşündüğüm biri var?
"Bu sana son yazışım..." Bir ayrılığın ilanı gibi, ölünün üzerine son kürek toprak, gözdeki son damla, son kez el sallamak gibi...
Oysa ki benim; Kışın soğuğunda, dalgaların kayaları dövdüğü anlarda, fırtınalarda savrulurken sığındığım biri var...
"Bu sana son yazışım..." düşündüklerinin, hissettiklerinin ve yaşadıklarının benim için zerre kadar önemi yok demek değilse ne bu? Sen istediğini söyle, senin söylediklerinin hiç bir anlamı yok demek değilse ne bu?
Oysa ki benim; derinlerde soluksuz kaldığımda ve nefesimin bana ait olmadığını sandığımda, sonsuz gibi görünen karanlığın ortasında, umudumun tükendiği anlarda düşündüğüm biri var...
"Bu sana son yazışım..." diye başlayan ve sana hiç inanmadım, sana hiç güvenmedim diye devam eden satırlar bunlar. Üstelik inanmam ve güvenmem için yaptığın herşey boşa kürek çekmek, yetersiz, yersiz ve saçma çabalardan başka hiç birşey değil bunlar.
Oysa ki benim; burnumda yağmur kokusu varken, bulutlar hızla akıp geçerken ve çocuklar ağladığında, perdeler uçuştuğunda düşündüğüm biri var...
"Bu sana son yazışım..." ben bunları hak etmedim... Ama sen herşeye müstahaksın, üzülmelisin, kırılmalısın, parçalanmalısın, yok olup gitmelisin... Senin söylediklerinden daha değerli başkalarının ne dediği, senden daha değerli başkalarının ne düşündüğü demek bu.
Oysaki benim; elimi uzattığımda ve saatin her çalışında, yanımdayken özlediğim ve uzaklaşınca her an düşündüğüm biri var...
"Bu sana son yazışım..." Açıkça dilediğini yap, ben istediğim kadar daha yanındayım. Kendimi hazır hissedince girdiğim gibi çıkacağım hayatından demek bu...
Oysaki Aklımın kıyısında dolaşan ve dilimin ucundayken yanarcasına düşündüğüm, deniz gözlerinde dolaşırken yemyeşil ormanlarda yok olup gittiğim biri var...
Tek kişilik dünyamda ölçülü adımlarla yürüyorum. Boş verdim ve ben artık kendi Masalıma dönüyorum. Sana geliyorum. Aylardan Nisan, sabahın erken saatleri ve bahar...
bğendim ve sizlerle paylaşmak istedim...
"Bu sana son yazışım..." diye başlayan bir mektup var şu an karşımda.
"Bu sana son sözüm" dermiş gibi bakan. Simsiyah harflerle kirletilmiş, bembeyaz bir sayfa. Neresinden bakılsa acı, hangi satırından başlansa hüzün, hangi kelimesi okunsa güvensizlik.
Oysa ki benim; batan güneşin ardından sarıldığım, tepeden aşağı inerken, çakıl taşlarıyla birlikte yuvarlandığımda düşündüğüm biri var?
"Bu sana son yazışım..." Bir ayrılığın ilanı gibi, ölünün üzerine son kürek toprak, gözdeki son damla, son kez el sallamak gibi...
Oysa ki benim; Kışın soğuğunda, dalgaların kayaları dövdüğü anlarda, fırtınalarda savrulurken sığındığım biri var...
"Bu sana son yazışım..." düşündüklerinin, hissettiklerinin ve yaşadıklarının benim için zerre kadar önemi yok demek değilse ne bu? Sen istediğini söyle, senin söylediklerinin hiç bir anlamı yok demek değilse ne bu?
Oysa ki benim; derinlerde soluksuz kaldığımda ve nefesimin bana ait olmadığını sandığımda, sonsuz gibi görünen karanlığın ortasında, umudumun tükendiği anlarda düşündüğüm biri var...
"Bu sana son yazışım..." diye başlayan ve sana hiç inanmadım, sana hiç güvenmedim diye devam eden satırlar bunlar. Üstelik inanmam ve güvenmem için yaptığın herşey boşa kürek çekmek, yetersiz, yersiz ve saçma çabalardan başka hiç birşey değil bunlar.
Oysa ki benim; burnumda yağmur kokusu varken, bulutlar hızla akıp geçerken ve çocuklar ağladığında, perdeler uçuştuğunda düşündüğüm biri var...
"Bu sana son yazışım..." ben bunları hak etmedim... Ama sen herşeye müstahaksın, üzülmelisin, kırılmalısın, parçalanmalısın, yok olup gitmelisin... Senin söylediklerinden daha değerli başkalarının ne dediği, senden daha değerli başkalarının ne düşündüğü demek bu.
Oysaki benim; elimi uzattığımda ve saatin her çalışında, yanımdayken özlediğim ve uzaklaşınca her an düşündüğüm biri var...
"Bu sana son yazışım..." Açıkça dilediğini yap, ben istediğim kadar daha yanındayım. Kendimi hazır hissedince girdiğim gibi çıkacağım hayatından demek bu...
Oysaki Aklımın kıyısında dolaşan ve dilimin ucundayken yanarcasına düşündüğüm, deniz gözlerinde dolaşırken yemyeşil ormanlarda yok olup gittiğim biri var...
Tek kişilik dünyamda ölçülü adımlarla yürüyorum. Boş verdim ve ben artık kendi Masalıma dönüyorum. Sana geliyorum. Aylardan Nisan, sabahın erken saatleri ve bahar...
bğendim ve sizlerle paylaşmak istedim...
*ela*- forumun qüzeli
- Mesaj Sayısı : 298
Yaş : 38
HanGi KöYDeN : hayalköy
Kayıt tarihi : 03/06/07
*ela*- forumun qüzeli
- Mesaj Sayısı : 298
Yaş : 38
HanGi KöYDeN : hayalköy
Kayıt tarihi : 03/06/07
4 sayfadaki 4 sayfası • 1, 2, 3, 4
4 sayfadaki 4 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz